Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile Başlayan Gönül Seferberliği gecesine;
Akçaabat Erol Günaydın Sanat Merkezinde gerçekleşen geceye 23. Dönem Trabzon Milletvekili ve MHP MYK Üyesi Süleyman Latif Yunusoğlu, MHP Trabzon İl Başkanı Bekir Sıtkı Tarım, Trabzon Ülkü Ocakları Başkanı Emirhan Bostan, Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı Çoşkun Dilber, Türkav İl Başkanı Kenan Kuru, Miargem Başkanı Halil Memiş, Akçaabat Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı İsmail Bulut, Işıklar Eski Belediye Başkanı Alişan Bayram, Akçaköy Eski Belediye Başkanı Osman Memiş,MHP Akçaabat İlçe Başkanı Adem Çelik, MHP Akçaabat Kadın Kolları Başkanı Funda Ağan,Akçaabat Belediye Meclis Üyesi Abdurrahman Demirci, Beşikdüzü Ülkü Ocakları Başkanı Doğukan Zıp, Arsin Ülkü Ocakları Başkanı Ali Faik Emir,MHP Trabzon Kadın Kolları Başkanı Gülen Demir, Trabzon Şeiht Aileleri Derneği Başkanı İsmail Karaca, Akçaabat Kamu-Sen Temsilcisi Erol Örseloğlu,MHP Akçaabat Belediye Başkan Adayları Osman Zeki Alşan, Hasan İncehasan, KTÜ Öğrenci Derneği Başkanı Burak Çağılcı, Trabzon Üniversitesi Öğrenci Derneği Başkanı Ömer Karakuş ve çok sayıda Ülkücü katıldı.
Sinevizyon gösterisi ise izleyicilere duygulu anlar yaşattı.
Sinevizyonda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuşması salonda büyük alkış aldı.
Hayrat ilçesi nufüsuna kayıtlı Asker Atilla Albayrak’ın vefat haberinden dolayı Horon ekibinin gösterisi ve Eğlenceli bölümler iptal edildi.
Gecede yapılan açık arttırmada Ülkücü bir gönül erinin yaptığı ” le Galibe İllallah” yazılı tabloyu 3 Bin lira bedel İle Belediye Başkan Aday Adayı Osman Zeki Alşan satın aldı.
Sinevizyon gösterisi sonrasın da Gecenin ev sahibi Ülkü ocakları Akçaabat İlçe Başkanı Melikşah Atasoy Açılış konuşmasında şunları kaydetti;
“Büyük bir heyecanla 5.toyumuzu gerçekleştirdiğimiz Gönül seferberliği gecemiz, Akçaabat Ülkü Ocaklarının geleneksel hale getirdiği etkinliklerden biridir.
Birlik ve Beraberliğimizin pekiştiği, vuslat iklimidir.
Ülkücü Hareketi kuran, Başbuğumuzu bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Türkiye’nin dünya dinamikleri içinde özgün ve etkin bir konum kazanma zorunluluğu bir milli hedef, bir milli dava olmalıdır.
Bu Milli Davayı güdecek yarınları Türk Milleti yetiştirmek zorundadır.
Vatan ve Millet sevgisi ile donatılmış bir elinde Kur’an, bir elinde bilgisayar olan Ülkücü gençlik kızıl elmalara bir bir ulaşacaktır.
Ülkücü gençliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu, 15 Temmuz hain darbe girişiminde net biçimde anlaşılmıştır.
Kimin yerli kimin milli olduğu ise Özel Harekâtçılardan, sınır ötesi operasyonlara giderken Kızıl Elmaya diye Haykıran Bozkurtlardan bellidir.
Türk Milliyetçileri, 1980 öncesi nasıl mücadele etmişse yine aynı ruh ile mücadeleye hazırdır.
Ülkemize muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak, bilimde ve fende yarışacak Ülkemizi yönetecek kadrolar yetişmektedir.
Ülkücü Hareketin Türkiye’nin menfaatini öne alan yaklaşımını ne yazık ki iyi anlayamayan ya da anlamak istemeyen kamuya yerleşmiş koltuğundan güç alan kesimler mevcuttur.
Bu mânâda dün ile bugün arasında bir fark yoktur.
Ama onların unuttukları bir başka gerçek daha vardır. Türk Milliyetçileri tıpkı ülkemize dost olanlar gibi, kendisine dost olanları da çok iyi tanır. Ülkeleri için hayatlarını bile seve seve fedâ etmesini bilenlerin, milli duyguları tartışmalı olanlardan, dünün Ülkücü Düşmanlarından, bugünün “ Bende Ülkücüyüm” diyenlerden ders almaya ihtiyacı yoktur.
Hele, vatan ve millet sevgilerini ispat etmek zorunda olanların Ülkü Ocaklarına vereceği bir akıl, aktaracağı bir tecrübe ise hiç yoktur.
Çünkü onlar, öncelikle kendilerini makam ve menfaat konusunda Vatandaşlarımızın huzurunda aklanmak zorundadırlar.
Ülkücü Hareket; dâima millet menfaatini ön plâna alan, uzlaşma ve dayanışmaya birlikte önem veren yaklaşımı, inanıyoruz ki gün geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır.
Çünkü Ülkücü Hareketin bu tavrı, kökleri tarihimizin derinliklerine uzanan bir felsefeden ilham almakta ve milletimizin güzel hasletleriyle örtüşmektedir.
Türk milletinin en büyük erdemlerinden biri, hoşgörülü olmak sevgi ile bakmaktır. Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslâmlaşmasında eşsiz katkıları olan ve Hoca Ahmet Yesevî’nin ocağında yanan sevgi ateşini Anadolu’ya taşıyan Şeyh Edebalî, Hacı Bayram Velî, Yunus Emre, Sarı Saltuk, Hacı Bektaş Velî gibi bütün büyük veliler, dâima sevgi, saygı ve hoşgörünün önemini vurgulamışlardır.
Türk milletinin sevgi ve hoşgörüsü, onların ocaklarında yanan ateşle asırlar boyu Anadolu’yu aydınlatırken, insanlık için de örnek olmuştur.
Mânevî temelleri bu bilge velilerin “yaşa ve yaşat” ilkesine dayanan Türk milliyetçiliği, kini hoşgörüye, kavgayı sevgiye dönüştürmeye azimli bir gönül hareketidir. Bu yüzden Türk milliyetçileri uzlaşmaya, sosyal barışa, millî birlik ve beraberliğe büyük önem vermişlerdir. Bundan sonra da vermeye devam edeceklerdir.
Kıbrıs’tan Kafkasya’ya, Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar uzanan gönül coğrafyamızda, Türk milliyetçileri ümitle izlenmektedir.
Türk Dünyası’na hem destek ve hem de örnek olmak, tarihî olduğu kadar, insanî ve vicdanî borcumuzdur.
Saygıdeğer konuklar;
Dün Ülkücülere hasım olanlar şimdi ise Ülkücülerin bir kez daha haklı olduğunu görmüşlerdir. Nihayet bazıları bunu dillendirmeye başlamışlardır. Ama bu ruhu anlayamayan sinisi ve kadrolu Ülkücü düşmanları yine bazı makamlarda oturmaktadırlar.
Bu şahsiyetlere sözümü şudur
” Ülkücülerle uğraşmaya çalışanların akıbetlerine baksınlar” düşecekleri durumu tahlil etsinler akıllarını başlarına alsınlar.
Hususiyetle üzerinde durmak istediğim bir diğer konu ise, Son zamanlarda türeyen
“Ocaktan yetişmeyim” “Ülkücü Ocaklarında bulundum” “Eski Ülkücüyüm” “Başbuğun askeriyim” gibi sözler söyleyen Ocak tedrisatından geçmemiş, kolye, rozet, dövmeler ile sosyal medya paylaşımlarıyla sanal Ülkücülerle Gerçek Ülkücü kimdir sorusuna yapılan tarifi söylemek istiyorum;
Ülkücü, Ülküsünü bütün unsurlarıyla yaşayan, göründüğü gibi olma gayretinde olan insandır. Şahsında dâvâsının yara alabileceğini hiç unutmayan Ülkücü, örnek bir Türk, örnek bir Müslüman olmak hedefini hiç aklından çıkarmaz.
Ülkücü, davası için yaşayan insandır.
Sadece boş vakitlerini, dâvâsının başarısı için değerlendiren her an uyanık ve şuurlu olan insandır.
Ülkücülük asla bir “hobi” yani boş zamanları değerlendirmeğe yarayan bir merak değildir. Ciddi ve çileli bir iştir.
Ülkücüler bu yüzden ciddi ve çileli erbâbı insanlardır.
Ülkücülük sadece bir fikri taraftarlık meselesi de değildir.
Ülküsü için çalışmayana, uğraşmayana, mücâdele vermeyene Ülkücü denilemez.
Yüce Peygamberimizin buyruğu gereğince: “Kötülüğü gören, eliyle önleyecektir. Gücü yetmiyorsa diliyle mâni olmaya çalışacaktır. Ona da yetmiyorsa kalbiyle buğz edecektir.
Ama imânın en alçak derecesi budur.”
İnsan; mutluluk peşinde koşan bir varlıksa, Ülkücünün mutluluğu Ülkücülük şuuruna sahip olmasında kaynağını bulur.
İnsan, ihtiyaçlarını tatmin peşinde mücâdele eden bir varlıksa Ülkücü inancını yaymak ve yaşamak ihtiyacı için uğraşan insandır.
Aranılan manevi huzur ve ükbâ saadeti ise Allah Rızâsını kazanmayı kendisine ferdi planda ana hedef alan Ülkücü, en sağlam yolu seçen insandır.
Allah Rızasını kazanmak için, İlay-ı Kelimetullah yolunda Cihâna öncü bir Türkiye oluşturmak ülkücülerin ana ülküsüdür.
Bu ülkeye lâyık bir milli yapı oluşturmayı amaçlayan milliyetçilik ideolojisi ve Türkiye’yi çağlar üzerinden sıçratarak girmekte olduğu çağa onlarla birlikte sokmayı amaçlayan bir uygulama programına sahip olan DOKUZ IŞIK MİLLİ DOKTRİNİ yolumuzun temel fikirleridir.
Ülkücüler dâvâsı için kan vermiş, kan ile yoğrularak olgunlaşmış bir kadrodur.
Maneviyatın yardımı Ülkücülerle beraberdir.
Ahmed Yesevilerin, Aksemseddinlerin, Şah’ı Nakşibendilerin, Gavs-ı Âzamların, Hacı Bayramların, Hacı Bektaşların, Yunus Emre’lerin mânevi himâyesinde, Alparslanların, Osman Gazilerin, Fatihlerin açtığı yoldan yüzlerce kutlu dâvâ şehidlerinin ruhâniyetlerini her an yanlarında hissederek,Kılıçkıranların, Fırat Yılmazların, Osman Gediklilerin, Başbuğlarının izinde, teşkilat disiplininin yüceltici değerini unutmadan muhteşem bir kervanda yürüyen insanlardır.
Sözlerimi nihayete erdirirken 5 yıla yakın süredir sürdürmekte olduğum gurur verici görev sürem boyunca Yaptığımız yanlışlar, eksikliklerden ötürü haklarınızı helal etmenizi istiyorum.
Yaptığım tüm işlerin doğru olduğunu savunamam yalnız yaptığım tüm işleri samimiyetle yaptığımı ifade etmek istiyorum.
Akçaabat Ülkü Ocakları ailesinin ferdi olmaktan her zaman gurur ve onur duymaktayım.
Ocak teşkilatımızın kadirşinas mensuplarına çileye talip olan başı dik dava erlerine teşekkürü bir borç bilirim.
Sözlerimi şu dizelerle bitirmek istiyorum;
Ülkücüler:
“Mehmedim, sevinin başlar yüksekde!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekde!
Yarın elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış:ebed bizimdir!”
Diyen insanlardır…”
Melikşah Atasoy’un ardından Konuşmasını yapmak üzere Kürsüye Ülkü Ocakları Trabzon İl Başkanı Emirhan Bostan çıktı.
Bostan;
“Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanım, Milliyetçi Hareket Partisi MYK üyesi Sayın Süleyman Latif Yunusoğlu, Değerli Sendika temsilcileri, basınımızın çok kıymetli emektarları, sivil toplum kuruluşlarının saygıdeğer yöneticileri, duruşuyla her an ve halde Türk İslam Ülküsünün bedene bürünmüş hali olan dava adamlığının timsali Kürşat yürekli, Fatih ufuklu, Atatürk azimli Türkeş duruşlu bozkurtlar, Türk milleti için her fedakârlığa canı pahasına ben de varım diyen bugünün Tomris Hatunları, Nene Hatunları, Halide Edipleri, Kara Fatma Çavuşları iffet abidesi övünç kaynağımız Asenalar bu kutlu gecede dosta düşmana ben de Ülkücü Hareket ile Türk milletinin tarafındayım diyen misafirlerimiz hoş geldiniz, şeref verdiniz!
Türk milleti olarak tarihin hiçbir çağında kader bizi sıkıntısız ve badiresiz bir bırakmamıştır. Günümüzde de bu ahvalin değişmediğine şüphe yoktur. Düşmanımız çok çetin, çok acımasız ve her türlü hile desiseyle milletimize ve devletimize saldırmaktadır. Bu iç hainler ve dış düşmanların saldırılarına karşı “Cihan Yıkılsa Türk Yenilmez!” şuuru ile dimdik ayaktayız ve mücadele ediyoruz.
Türk milleti Güneydoğu’da Suriye’de yüce Türk ordusunun kutlu seferini kıvançla desteklemektedir. Türk milleti devletinin bölünmez bütünlüğüne büyük bir iman ile sahip çıkmaktadır. Biz Ülkü Ocaklılar da tarihin her anında olduğu gibi Türk milletinin safında ve en önde mücadeleye atılmak için hazırız.
Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in emanetiyle, Bilge Lider Devlet Bahçeli’nin yol göstericiliği ve Yiğit Genel Başkanımız Olcay Kılavuz’un emrinde haklı davada taraf olmanın bahtiyarlığındayız. Hem de ne tarafız aziz Ülküdaşlarım! Türk milletinden Türk devletinden yüce Türk ülküsünden tarafız. Allah bu kutlu cephede sizlerle birlikte taraf olmayı nasip eylediği için gururluyum ve mağrurum.
Bu vesileyle bu güzide programda bizleri buluşturan Akçaabat Ülkü Ocaklarımıza, salonu hınca hınç dolduran siz bozkurt yüreklilere teşekkür ediyorum. Allah birliğimizi var kılsın, Tanrı Türk’ü korusun!” dedi.
Emirhan Bostan’ın Konuşmasının ardından Kürsüye MHP Akçaabat İlçe Başkanı Adem Çelik Çıktı .
Âdem Çelik İse şunları kaydetti;
Bizlerin burada toplanmasına sebep olan Akçaabat ülkü Ocakları Başkanı Melikşah Atasoy’a sizler adına teşekkür ediyorum.
Madde bağımlılığına bulaşan, alışan gençlerimizi, evlatlarımıza sahip çıkarak onları bu kötü alışkanlıktan kurtarmıştır.
Düzenli olarak okuma günü programı ile okuma alışkanlığını gençlerimize kazandıramaya devam etmektedir. Yine Ocak bünyesinde kütüphane açmıştırlar.
Geçen haftada Mardin Nusaybin’e kütüphane açmıştırlar. Ülkü Ocaklarının bu çalışmaları yarınlar adına bize mutluluk veriyor. Akçaabat Ülkü Ocaklarına teşekkür ediyorum. “
Âdem Çelikten sonra Kürsüye MHP Trabzon İl Başkanı Bekir Sıtkı Tarım; Akçaabat Ülkü Ocaklarına yaptığı güzel çalışmalardan ötürü teşekkür etti.
Tarımdan sonra kürsüye 23. Dönem Trabzon Milletvekili ve MHP MYK Üyesi Süleyman Latif Yunusoğlu çıktı. Yunusoğlu konuşmasında şunları söyledi;
Tarih boyunca Türk İslam düşmanlarının Türk Milletini vatanlarından söküp atmak, köleleştirmek gayretleri olduğunu ancak bunu hiçbir dönemde başaramadıklarını dünya durdukça da başaramayacaklarını tarih göstermiştir. Bugün de Türk Milliyetçileri bu zihniyetle mücadele edip hedefledikleri Ülkü’ye mutlaka erişeceklerdir.
Ülkü Ocakları’ndan yetişen genç nesiller yarınlarımızın teminatıdır.”
Daha sonra sahneye Ülkücü Hareketin büyük sesi Aşık Sefai çıktı. Söylediği eserleri ile insanları duygulandıran Aşık Sefai muhabbeti ile anlamlı mesajlar verdi. Sefai Konseriyle gece son buldu.